10 Mart 2012 Cumartesi

Ah şu doğum günleri....

Evet, hepimizin başına gelmiştir.Belli bir ay vardır o ay doğum günleri hiç bitmez.Hediyesinden,hazırlığından,kutlamasından değil de en çok süslenmesinden üşenilir.İşte benim için o ay gelmiş bulunmakta şıpıdık dostlarım.Her haftasonu gerçekleşen doğum günlerinin hepsine katılma isteği de işin içine sokuşunca gitmek kaçınılmaz oluyor.Şu an açıkça söyleyebilirim ki geçen ay kendi doğum günümdü ama eskiden yaptığım gibi kendime hiçbir şey almadım çünkü önceden almam gereken 10 hediye vardı.Mart ayı sadece kediler için değil insanlar için de verimli geçmişti anlaşılan.Her şey bir kenara doğum günlerinde eğlenilir,bir araya gelinir,mutlu falan olunur ama kimi insanlar için de bir beğeni noktasıdır,mesela ben.Yani işin özü şu ki uzun süredir görmediğiniz arkadaşlarınızın önüne paçoz şekilde çıkamayacağınızdan süslenmek gerekir.Bir gün önceden kıyafetimi düşünsem,ne süreceğimi ayarlasam da hiçbir zaman hazır olamam ama.Asıl sorun ise kimsenin benim kadar takmaması.Ciddiyim millet geçiriyor t-shirt'ü giyiyor kotu geliyor öyle yataktan çıkmış gibi.Bu da benim gibi kasan insanları rezil ediyor biraz çünkü ortada boyanmış bebek gibi kalıyoruk.Benden size tavsiye hazırlanmayın anam siz de yataktan çıktığınız gibi gidin demek isterdim ama bence herkes özen gösterse de görüntü kirliliği olmayıverse mesela.Giyinin len öyle pörtlemeyin sokağa cadı karı gibi

7 Mart 2012 Çarşamba

1984

Evet,işte şu an modayı bir kenara bırakıp son zamanlarda okuduğum en harika ve ilham verici hikayelerden biri olan 1984'ü övmenin vakti geldi.George Orwell'in yazdığı bu ilham verici kitabı yaklaşık bir hafta içinde bitirdim ve emin olun ki hayatınızda böyle sürükleyici bir kitap okumadınız.Orwell bizim için 1984 yılını öyle bir hikayeleştirmiş ki sanki bütün o olayların ortasında siz varsınız gibi hissediyorsunuz..Hikayemiz Winston adındaki karakterin bir günlük tutmasıyla başlıyor.Şu an bu size normal gelebilir ama 1984 yılında böyle bir şeye izin yok.İnsanların düşünmeye,yaşamaya,istemeye veya şefkatli olmasına izin yok.İnsanlar tam anlamıyla insanlıktan çıkarılmış ve robotlar haline getirilmiş.Aşık olmak yok,devlet izni dışında bir şey yapmak yok hatta ve hatta en acısı insanların düşünmesi bile yasak.Kimse devlet hakkında kötü sözler söyleyemiyor ve söylediği anda hapsi boyluyor.Orwell'in bu hikayeyi 1949 yılında yazdığını düşünürsek aslında ne kadar ileri görüşlü olduğunu söylemeden geçemiyeceğim.Sizlerle sadece bu küçük bilgiyi paylaşıp hepinizi düşünmeye davet edtmek istedim.Düşünmeye ve Türkiye'deki basın özgürlüğü tamamen sınırlanmadan bu düşüncelerinizi paylaşmaya...

5 Mart 2012 Pazartesi

Bu arada aklıma takıldı da evet modayı çok seviyorum ama bence bu blog bundan fazla olmalı bence bu blog beni yansıtmalı.İşte bu yüzden arada dizilerden,sitelerden,kitaplardan veya sadece gezip tozmaktan da bahsedebilirim aman dikkat!Uyarmak da fayda var dedim sonra kimse "len hani modadan bahsediyordu, bu karı da iyice tozuttu demesin" Sevgiler....

Havadan sudan moda

O kadar uzun süre oldu ki bir şeyler yazmayalı yani en azından bu küçük bloğa.Ama geçen gün okuduğum Vogue'dan sonra artık vaktin geldiğini anladım.Yazmaya başlamanın ve belki bir ihtimal rahatlamanın zamanı gelmişti.Öncelikle havadan bahsetmek istiyorum.Evet,biraz klişe bir giriş böyle havadan sudan bahsetmeye geldik şeklinde ama ne demek istediğimi anlayacaksınız.Son zamanlarda havalar o kadar bozdu ki önünü alamadık hani öyle böyle değil çok bozdu tam daha bozamaz demişken bir bakmışız daha da bozmuş.(bu cümleyi rezil bulan arkadaşlarımız okan bayülgen lost yazarsa youtube'a alıntı yaptığım videoyu bulabilirler)İşte gençler bu bozuş bize pahalıya patladı.Herkes kış aylarında insanın karamsar olduğunu bilir e evet ama biz moda kurtçukları giyinip kendimize bir yaşama nedeni bulabiliyorduk.Havalar sürekli değişken ve vıcık vıcık bir haldeyken elimizden bu mutluluk da alınmış oldu.İşte tam da bu yüzden şu aralar biraz daha sevinçliyim.Mart ayına girmemizle designerlar,markalar,dergiler ilkbahar-yaz sezonunu açmış bulunmakta.Şu an hepinizin mutluluğunu içimde hissetmiş kadar oldum.Bu yeni trendlere o kadar bayıldım o kadar aşık oldum ki onlar hakkında yazmadan duramıycam dedim işte burdayız kadim dostlarım hoohoh biraz da türk filmilik katalım işin içine dedim.Bu yazıyı burda bitirip sonraki yazılarda yeni trendlerin detayına girmekte fayda var.Hepinize kocaman öpücükler ve bol kiyafetli günleeer :*